Ahmet Yılmaz (1), Aktan Ali Özlük (5), Sinan Doyan (1)
40 yıl sonra aynı heyecan! Her hafta sabırsızlıkla beklerdim..Bayiye giderken, aklımdaki önemli sorular ise ; Acaba yazım var mı?...Varsa nasıl yayınlanmış., resim kullanılmış mı?, İlk manşetten girilmiş mi? ' Yazılarımla yer aldığım 60 adet Hey dergisini zamanında cilt yaptırmıştım. Özellikle sayfa aralarına denk gelen yazıların fotokopisi eksik oluyordu. Bu sayıları bulmak ise adeta mucize idi. İmdadıma sevgili Ozkan bey yetişti. O konumdaki veya resimdeki gibi 'Sezan Aksu..' haberlerinde ki gibi önem arzeden 15 sayıya ulaşmamı sağladı. Kapakları yavaşça çevirip, yazımın yayınlandığı sayfaya geldiğimde, aynı heyecanı tekrar yaşadım. Teşekkürler Özkan bey.

Ahmet Yılmaz
----------------
Kırk yıl düşünsem Ersen'in de arabesk kervanına katılmış olabileceğini aklıma getirmezdim. Oysaki Edip Akbayram, Moğollar, Barış Manço gibi emsalleri rüzgara direngen durabilmişken O'nun da taviz vermemesi gerekirdi; ama piyasa-yapımcı- şarkıcı ilişkilerine akıl sır ermez, fazla da kurcalamamak lazım gelir. Neticede romanesk 80'lerin tam da başı. Şarkıya gelince, Ersen'in sesi çıkışlarda bariz detone oluyor. Bir ton daha aşağıdan söyleseymiş iyi olacakmış, hatta Ercan Turgut'u andırır bir icrayla belki hakkından gelecekmiş; sonuçta bu tarzın amatörü olduğu belli. Gerçi İbo'nun kapıya sıkışmış kedi gibi ciyaklayarak okumasından gene iyi; ama yine de "Kozan Dağı"nda yeri göğü inletmiş bir sesten kuvvetli bir yorum beklentisine giriyor insan.

-------------------------------------------
Çok üzgünüm çok ! Çocukluğumuzun değerleri elimizden bir bir kayıp gidiyor. O'nu en güzel seçkilerinden biriyle uğurlayalım. Nazım Hikmet'in isminin ilk harfinin dahi telaffuzdan vareste olduğu zamanlar. Neme lazım, "gomones" ilan edilirdiniz. Edip Akbayram, o müşkül dönemde bir tabuyu yıkarak üstadın mısralarını "Gidenlerin Türküsü" adıyla besteye döküveriyor. Dostlar ekibinin aranjman maharetiyle birlikte tabii. Plağın arka yüzünde zaten artık Edip babanın rekoltesini "Aldırma Gönül"den sonra ikiye katlayacak "Eşkiya Dünyaya" mesken ki, bahsini etmeye radyom yetmez. "Gidenlerin Türküsü" bu diğerine zarafetle reverans yapıyor sanki. Şu vurmalılarla sazın uyumuna bakın Allah aşkına. Gerçi Akbayram nice nice sonra 94 ve 98'de çıkaracağı derleme albümlerinde de aslına sadık kalarak yeniden okuyor; ama bu versiyonlar ilkinin ağırlığı karşısında dağılıp gidiyor.

---------------------------------------------
Muazzez Abacı; 1980'leri meşhur gangster Hasan Heybetli ile yaptığı kısa soluklu evlilik, birkaç zayıf fantezi-san'at müziği harmanı albüm ve epeyce genleşen bir beden kitle endeksi eşliğinde geri bırakıp 90'lara pek harikulade "Vurgun" albümüyle "merhaba" dedi. Sesi 70'lerdeki o nefis akustikte değildi artık; ama yine de güzel icralar yapıyordu. Bu albümde her ne kadar eski alaturka şarkılara yer vermediyse de dönemin revaçta san'at müziği çalışmalarını kendine özgü bir letafet ve usulle okumuştu. Kasete adını veren şarkı kadar "Yüce Dağ Başında" mayası, Coşkun Sabah'ın o devir söylemeyeni pata küte dövdükleri "Anılar" klasiği, Ziya Taşkent'in nadide eserlerinden "Hiçbir Şey Kar Etmez", Osman Yağmurdereli'nin pek sempatik terennüm ettiği "Birilerine Baka Baka Dururum" Muazzez'in sesiyle ayrıca dinlenmiş ve sevilmişlerdi nitekim. "Çok Yalnızım" da depresif sözleri, içli bestesiyle kasetin elle tutulur diğer eserlerindendi.

----------------------------
George Moustaki'nin "Le Meteque" klasiğinden arak bu melodiyi bildiğim kadarıyla iki kişi Türkçeye tahvil edip okudu (Unuttuğum varsa mazur görün): Gönül Yazar ve Tanju Okan Gönül abla, "Özlediğim Sevgili" adıyla dillendirdi. Tanju baba ise "Bu akşam çok efkarlıyım (hasret)" diyerek... İkisi de çok sevildi, o denli ki Yeşilçam filmlerine malzeme olmakta gecikmediler. İlkini Ayhan Işık ile Arzu Okay "Her Şeyim Sensin" filminde dans ederlerken meftunlukla dinledik, diğeri ise Cüneyt Arkın&Fatma Girik ikilisinin "Satın Alınan Koca"sında kulağımıza davetkarlıkla çalındı. 1970'lerin başıydı ve aşk şimdiki gibi sosyal medyadaki suni muhabbetlerde, müzikal zevkimizin iğdiş edildiği bilgisayar destekli şarkılarda değil; esas kız ile jönün birbirlerine kavuşamadıkları filmlerde ve Tanju Babanın parçalarında koklanıyordu. Daha Sezen'in tevellüt etmesine de çok vardı.

----------------------------------
Zerrin "Ve Zerrin Özer" isimli üçüncü albümünde arabeskle tanıştıysa da "Gelecek misin" adlı dördüncü albümde hemhal olacak, bir sonraki albümde ise iyice yüzgöz hala gelecekti). Tam "damar", tam "acılı", tam "jiletli" arabeskti nitekim. O kadar ki plağın çıktığı 1982 senesinde intiharların coştuğu rivayet edilir durur. Herhalde Murat Kekilli'nin "bu akşam ölürüm" dediği vakte kadar depresyonlar bu denli tavana varmamıştır. Espri bir yana; alabildiğine pop stille Batıya doğru seyreden san'atçının -devir her ne kadar arabeskin borusunun öttüğü dem olsa da- bu kadar keskin bir çark yapmasına anlam veremeyecekti sevenleri. Hakkı Bulut'un birbirinden ağdalı besteleri popülist anlayışla husule getirilmiş, üstüne Hurşit Yenigün'ün yönettiği çok sesli sazlar işin tuzu biberi olmuş, tabiri caizse arabesk "göze göze sokulmaya" çalışılmıştı. Gel gelelim; dinleyiciler bu çalışmaya pek itibar etmediler ve "Gelecek misin?" Zerrin diskografisinde en az bilinen albüm oldu. Hakkı Bulut bestesi "Arama Artık Arama Beni" bu plağın az biraz bilinen
eserlerindendi.

Aktan Ali Özlük
------------------
Bir Hakan Eren klasiği: Bir Zamanlar serisi. 90'larda başladığı radyoculuk serüveninde programına verdiği isimdi, alameti farikası oldu; aynı isimde bir internet sitesi açtı; benim de yazarları arasında olduğum. Harika paylaşımlara imza attı orada. Kabına sığmayıp kendi müzik yapım firması Ossi'yi kurduğunda ilk yaptığı işlerden biri de yine bu isimle karma albümler çıkarmak oldu. Serinin birincisi 2006'da çıktı, beş adet daha yaptı yıllar içinde. Şarkıları müzik yazarlarına pay edip albüm kartonetlerine öznel yorumlar yazdırarak prodüksiyonları daha da renklendirdi. Her bir albüme bir de tanıtım partisi düzenledi. Hayatta olanlar ile o gece müsait sanatçıların ve davetlilerin de katılımıyla oldukça kabalık ve coşkulu geçen gecelerdi bunlar. Daha önce Babylon'da gerçekleşen partiler, gördüğünüz üzere 2008 yılında çıkan serinin dördüncü albümünü için "Cahide Cabaret" uygun görülmüş... O güzel günlere sevgi ve özlemle
Sinan Doyan--------------
Yorumlar -
Yorum Yaz